Norman Mailer, mafya dünyasına farklı bir tarzda baktığı “Aptallar Erken Ölür” adlı kitabında, bir mafya babası ve onun yetiştirdiği genç bir adamın öyküsünü anlatır.

 

Genç adam, patronunun ona öğrettikleri sayesinde, onun kumarhanesini başarıyla işletmektedir. Patronunun kendisine açtığı yolda, yine patronu adına ilerleyen genç adamın kazandığı başarılar ve sonucunda kendisine duyduğu güvenin giderek artması, bir zaman sonra onun, patronu tarafından sessizce ortadan kaldırılmasına yani öldürülmesine kadar varacaktır.  

O, öğretilenlerle gerçek hayat arasındaki ürkütücü farkı anlamakta geç kalmıştır.  

Türkiye’deki ERP (enterprise resource planning) projeleri de bazen bu duruma benziyor. 

... 

Genç adam danışman olarak gittiği şirkette, kullanıcılara ve yöneticilere aylar süren erp danışmanlığı verir. Eğitimi verdiği kişiler arasında projenin iç sponsorları, yani şirketteki üst düzey yöneticiler de vardır. O gün satınalma eğitimi verilir: 

- Satınalma önerilerinizin erp çıktısı olarak elde edilmesi tercih edilir. Bunun için firma ile eşleşen malzeme bilgileri, hangi malzemenin hangi firmaya hangi yüzde oranı ile sipariş edileceği bilgisi, fiyat ve tarih  bilgisi, hangi malzemenin hangi firmanın hangi sözleşmeleri kapsamında değerlendirileceği bilgisi, teklif talebi, teklif, satınalma talepleri ve satınalma siparişleri bilgileri gereklidir. EDI (electronic data interchange) ya da Internet vasıtasıyla fiyat bilgilerinin şirkete akışı, sürece dışarıdan müdahaleleri kaldırarak hızlı ve güvenli bir ortam oluşturacaktır. Diğer bilgilerin de senkronize ve kontrollu bir şekilde akışı ile oluşan satınalma süreci, satıcı ve fiyat performansına odaklanan karar destek mekanizmalarının istenen sonuçları vermesini sağlayacaktır.  

Genç adam projenin sonlarına doğru bir gün, satınalma eğitimini verdiği ve aynı zamanda projenin iç sponsoru olan üst düzey şirket yöneticisinin odasına girer ve o sırada istemeden de olsa bir telefon konuşmasına tanık olur.  

Telefon hattının bir ucunda üst düzey yönetici (adı Y olsun), hattın diğer ucunda satıcı firma yetkilisi (adı F olsun), ve işte size vitrininde erp sistemi olan bir şirketin satınalma süreci:

Y: Şimdi bizim bu malzemeye ihtiyacımız var, sen ne diyorsun? 

F:  (duyulmaz)  

Y: F’ciğim sen şimdi bana bir fiyat ver, hem de öyle bir fiyat ver ki, ben seni her zaman hatırlıyayım. 

F:  (duyulmaz)  

Y: F’ciğim kalem yazmıyor, daha düşük bir fiyat vermezsen kalemim yazmıyor. 

F:  (duyulmaz)  

Y: Hah şimdi oldu işte, ben bu fiyatı yazarım, sen malzemeleri hemen göndermeye başla. 

... 

Sistemin firma, malzeme, fiyat ve tarih bilgisi tamam.  

EDI ya da Internet iletişimleri de kusursuzca işliyor. 

Yönetim bilgi sistemleri ya da karar destek sistemleri de mükemmel. 

... 

Türkiye’deki erp projeleri bazen, emplemantasyon (yerleştirim) sürecine tanık olanların gözünde yukarıdaki gibidir.  

Genç adamın kendisini, patronu tarafından öldürülen mafya üyesi gibi hissetmemesi çok zor. 

Bizim ise yönetim danışmanlığı disiplini içerisinde varmak istediğimiz nokta şu:   

Türkiye’nin başarı ve başarısızlıklarla dolu, önemli bir erp projeleri geçmişi var. Gelecekte onu yine, bu sefer değişik adlar altında bir çok BPR (business process reengineering) projesi bekliyor. Bu tür projelerin çoğunluğunda çeşitli zaman-maliyet-stres kısıtları yüzünden ilk hedef son kullanıcılardır, ardından sistem gelir. İç sponsor yani “üst yönetimin desteği” maddesi, genellikle üstünde az durulan, az denetlenen bir konudur. Ve bu durum aslında, geçmişte yaşanan çoğu projenin de başarısızlık nedenidir. Aynı nedenden kaynaklanan yeni başarısızlıkların sayısının azaltılması ve artık daha farklı deneyimlere kucak açılması için projelerin hedef sıralaması “iç sponsor-sistem-son kullanıcı” olarak değiştirilmeli ve bu sefer içtenlikle uygulanmalıdır.  

 

 

occonsbanner07